İnsanların beklentisi 2030’da sürücüsüz araçlara binmek
Dassault Systèmes için CITE Research tarafından hazırlanan raporun sonuçları, 2030 yılının şehir trend ve perspektiflerine ışık tutuyor.
Yaşama, seyahat ve satın alma biçimlerimizi değiştiren mobilite, hayatımızın tüm boyutlarını dönüştürüyor. Yarının mobilite sistemleri, günümüzde birçok ülkede mevcut sistemlerden muhtemelen çok farklı olacak;çünkü önemli yeniliklerin merkezine bireyi ve ortak seyahat sistemlerini yerleştirecek.
Yolcuların daha hızlı ve güvenli hareket etmesini sağlayacak akıllı çözümler geliştirmek için ulaşım sistemine yatırım yapılarak yeni politikalar, gelişkin yaratıcı tasarımlar, yeni çözümler ve yeni teknolojiler geliştirmek gerekiyor. Kirlilik ve trafik yoğunluğu da bunu gerekli kılan nedenler arasında.
2030’a gelindiğinde mobilite fikri, daha hizmet odaklı olacak ve sürdürülebilir bir mobilite sistemine yaklaşacak. Bu, Türkiye için de kritik önemde; çünkü Türkiye hibrit ve elektrikli otomobil satışlarını artırmayı planlıyor ve tüm büyük otomobil üreticileri önümüzdeki üç yıl içinde piyasaya elektrikli araçlarını sürmeye hazırlanıyor.
Çoğunluk 2030 yılında hibrit veya elektrikli araç kullanacağını öngörüyor
Ankete katılanlar 2030 yılında hibrit veya elektrikli araçların yaygın hale gelmesini bekliyor ve yaklaşık dörtte üçü bu tür bir arabaya sahip olacağını ifade ediyor (%75 hibrit, %71 ise şarjlı hibrit araç veya elektrikli araç kullanacağını düşünüyor). Yarısından fazlası otonom bir araç (%63), sürücüsüz bir araç (%57) veya hyperloop treni (%51) kullanmayı öngörüyor.
Ankete katılanlar 2030’da mobilite hizmetlerinden bir dizi özellik bekliyor
Çoğu katılımcı bütün mobilite hizmetlerini 2030’a kadar görebileceği beklentisi içinde. Aracını paylaşma beklentisi en çok Y kuşağında (25-34 yaş) yaygın (%77’si bunu muhtemel görüyor). Erkekler arasında internet bağlantılı park etme beklentisi (%78) ve aracını paylaşma beklentisi (%66) daha yaygın.