Mercedes-Benz ve Heron Preston’tan hava yastığı konseptli tasarım koleksiyonu
Mercedes-Benz, moda tasarımında inovasyon ve sürdürülebilirliğin sınırlarını zorlayan Amerikan tasarımcı ve kreatif direktör Heron Preston ile beraber hazırladıkları yeni konsept tasarım koleksiyonunu tanıttı. Hava yastığı patentinin 50. yılını doldurması ve hayat kurtaran bu özelliğin Mercedes-Benz binek otomobillerinde kullanılmaya başlanmasının 40. yılına özel olarak hazırlanan konsept tasarımlar, geri dönüştürülmüş hava yastığı parçalarından oluşuyor. Konsept tasarımlara ek olarak, ileri dönüştürülen hava yastıkları, Heron Preston tarafından tasarlanan özel ürünlere evirildi. Bu ürünler, 10 Eylül’den itibaren küresel platform GOAT’ta çekiliş yoluyla dağıtılmaya başlanacak.
Bu yenilikçi iş birliği, tasarımın sınırsız olanaklarını keşfetmenin yeni yollarını bünyesine dahil ederek markanın gelişimine katkı sağlıyor. Preston, konsept tasarım koleksiyonu için çığır açan hava yastığı güvenlik özelliğini, hava yastığından ilham alan ve ileri dönüştürülmüş Mercedes-Benz binek otomobili parçalarının kullanıldığı üç farklı, ileri görüşlü erkek ve kadın kıyafeti ile yeniden yorumluyor. Koleksiyondaki parçaların şişip sönebilme özelliği, hava yastığının işlevselliğini vurguluyor.
Preston’ın iş kıyafetlerindeki lüks yorumuyla tanınan giyim markası, Mercedes-Benz’in s
ürdürülebilirlik taahhüdüne uygun olarak, piyasaya giriş yaptığı 2016 yılından bu yana çevreye daha az zarar veren süreçler kullanıyor. Preston’ın markası, günümüzde sokak giyimi alanında sürdürülebilirliğe öncelik vermekten gurur duyan az sayıdaki markalardan bir tanesi. Mercedes-Benz konsept tasarımları, Preston’ın eski malzemelerden eşi benzeri olmayan parçalar tasarladığı RE-DESIGN programının bir parçası olarak karşımıza çıkıyor.
Mercedes-Benz AG İletişim ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Bettina Fetzer, “Mercedes-Benz olarak, 1995’ten beri yakın ilişkiler geliştirdiğimiz moda sektörüne benzersiz ve küresel bir biçimde katkı yapmaktan gurur duyuyoruz. Bu alanda bizimle aynı değerleri paylaşan tasarımcılarla birlikte çalışmak, sürdürülebilir lüks tasarımı geleceğe taşıyabilmemize katkıda bulunuyor. Preston’ın sürdürülebilirlik konusundaki benzersiz yaklaşımı ve konuya bir kültür merceğinden yaklaşması, kendisini bu projede birlikte çalışmak için harika bir ortak yapıyor.” dedi.
Fetzer sözlerine şöyle devam etti: “Hava yastığı konsept tasarım koleksiyonu, hayat kurtaran bu teknolojik yeniliğin iki farklı yıldönümünden ilham alıyor. Bu yıldönümleri; 50 yıl önce alınan hava yastığı patenti ve hava yastıklarının ilk defa 1981’de amiral modelimiz S-Serisi’nde seri üretimde kullanılmaya başlanması. Birlikte tasarlamanın ve ortak projelerin markamız için unutulmaz ve benzersiz anlar yarattığına inanıyoruz.”
Heron Preston ise, “Mercedes-Benz ve markam, gezegen üzerindeki etkimizi azaltmak gibi ortak bir amacı paylaşıyor ve bu, iş birliğimizin başlangıç noktası oldu. Kendi koleksiyonumu piyasaya sürdüğümden bu yana, tasarım konusunda öncelikli yaklaşımım ileri dönüşüm ve sürdürülebilirliği yüceltmek yönünde oldu. Hava yastıklarının yıl dönümüne bu şekilde odaklanarak, geri dönüştürülmüş malzemelerden güzel bir koleksiyon yaratmak, bu koleksiyonu son teknoloji ürünü yakıt tasarruflu ve elektrikli araç filolarının yanında sergilemek benim için son derece keyifli oldu. Mercedes-Benz, kültür üzerinde çok güçlü bir etkisi olan ve simgeleşmiş bir marka. Kültüre ve onu şekillendiren her şeye hayranlık duyan biri olarak, bu ortaklık benim için heyecan verici bir deneyim oldu.” dedi.
Hava yastığını binek araçlara dahil eden ilk otomobil üreticisi
Hava yastığı, günümüzde otomobillerin ayrılmaz bir özelliği olarak biliniyor ve Mercedes-Benz iki ayrı yıl dönümünü kutluyor. Neredeyse 50 yıl önce, Ekim 1971’de ilk kez patentlenen öncü hava yastığı otomotiv endüstrisini değiştirdi. Yine 40 yılı aşkın bir süre önce Mercedes-Benz, hava yastığını binek araçlara dahil eden ilk otomobil üreticisi oldu. Bu güvenlik özelliği o günden bugüne sayısız hayat kurtardı ve kurtarmaya devam ediyor.
Kavramsal tasarımlar, Ill Studio tarafından tasarlanıp fotoğrafçı ve film yapımcısı Thibaut Grevet tarafından çekilen bir dizi güçlü fotoğraf ve özel film aracılığıyla sergileniyor. Görsellerde yer alan araçlar arasında Yeni S-Serisi, S-Serisi Plug-in-Hibrit, bir kesit model, 500 SEL (W126) ve EQS yer alıyor.
Büyük bir sorumluluk kabul edilen dönüşüm ve sürdürülebilirlik düşüncesinin devamı olarak, çekimin yapıldığı şişme set yeniden uyarlanarak 6-8 Eylül 2021 tarihleri arasında düzenlenecek Berlin Mercedes-Benz Fashion Week’de de enstalasyon olarak sergilenecek.
Moda sektörüne küresel Mercedes-Benz katılımı
Mercedes-Benz, 1995’ten bu yana, tasarımcı girişimlerine, yenilikçi iş birliklerine, moda haftası ortaklıklarına ve canlı etkinliklere olan bağlılığı sayesinde moda topluluğu ile özgün ilişkiler kurdu ve moda endüstrisinde dünya çapında önemli bir oyuncu olarak kendini kanıtladı. Marka, şu anda Rusya, Meksika, Madrid, Tiflis ve Berlin Mercedes-Benz Fashion Week ile Hyères’te düzenlenen ve büyük beğeni toplayan Uluslararası Moda, Fotoğraf ve Moda Aksesuarları Festivali de dahil olmak üzere dünyanın birçok önemli noktasında faaliyet gösteriyor.
Modada sorumlu bir gelecek
Lüks tasarımın sürdürülebilir geleceğine derinden bağlı olan Mercedes-Benz, sektördeki en iyi uygulamaları vurgulamanın yanı sıra olağanüstü ve sezgisel tasarım, yaratıcılık ve yenilik gibi değerleri benimseyen ve savunan tasarımcılarla yan yana durarak, moda ortaklıklarının sorumlu büyümesini gelecekte de sürdürebilmek için etkin bir şekilde çalışıyor. Mercedes-Benz, Festival Hyères ile uzun süredir devam eden ortaklığını, ilk defa 2021 yılında verilecek olan Mercedes-Benz Sürdürülebilirlik Ödülü ile daha da ileriye taşımaktan büyük sevinç duyuyor. Mercedes-Benz’in geçmişte festivaldeki moda finalistlerine sağladığı desteği bir üst seviyeye taşımayı hedefleyen bu ödül, yeni nesil yeteneklerin en iyi sürdürülebilir uygulamalar konusunda bilgi sahibi olmasını sağlayacak. Lüks marka, Mercedes-Benz Moda Yetenekleri Programı ve yaratıcı iş birlikleri aracılığıyla bugüne kadar Milano, Londra, New York, Pekin, Sidney, Prag, İstanbul, Berlin ve Akra dahil olmak üzere dünya çapında 30’dan fazla platformda yaklaşık 170 tasarımcıyı destekledi.